» ANA SAYFA
» VAKIF RESİMLERİ
» ABDÜLHAKÎM ARVÂSÎ
» SİLSİLE-İ ALİYYE
» KİTAP İNDİR
» VİDEO ARŞİVİ
» SESLİ YAYINLAR
» LiNKLER
» İRTİBAT
   » Bağış
Bağışlarınız için
HESAP NUMARALARIMIZ

  »  İrtibat

E-Posta 

bilgi@bulentgencervakfi.com 

Telefon 

+90 312 329 17 04

 
 
 
Silsile-i Aliyye Büyükleri   
 
MUHTEREM MEVLÂNÂ HÜSEYİN HİLMİ EFENDİ İBNİ SA’ÎD-İ İSTANBULÎ’YE KURBAN BAYRAMI TEBRİĞİNİN VE ÂVÂRE GÖNLÜN SELÂMININ ARZI

Kurban bayramı, sana ve geniş cihanın kalbinde yer alan dünya Müslümanlarına mübarek olsun diyorum.

Bir bakışta ciğerlerin kanlarıyla karışan selam ve hürmetlerimizi sabâ rüzgârı (meltem) sana doğru götürsün.

Gönül ve candan daha aziz ve mükerrem olan o zatın huzuruna, her meydanda gonca güller tarafından gönül selamları yükselir.

Gönül sahibi bir er olan Mevlânâ Hüseyin’e gönülden gizli sırlarımı, bir sâlikin bilgili bir mürşide anlattığı gibi anlatayım (söylerim).

Benim bütün gönül sırrım, derdim şudur: Mülhidler kin peşindedirler. Gönüller mülkünün beşiğinde (meydanında), şeytan ve kötü yola saptıranlar, dinin fitnesidir.

Afgan hudutlarında bulunan âvâre insanların (avareler halkının) selamı, bizden sana gelsin, ey güzel şehrin baharı.

Ne diyeyim. İslam vatanının yanışından şu kadar anlatayım: Bizim şehrimizi, ovamızı ve evimizi kanlar içinde uyumuş görürsün.

Yetimler ve günleri kararmış olanlar, hep hıçkırıp ağlıyorlar. Gönüllerden yükselen ahları, Arş’ın eteğindeki kandiller gibi görürüm.

(Müslümanlar, Müslümanlar, Müslümanlık, Müslümanlık). Çünkü, mülhid, kana susamış ve ortalığı karıştırmaktadır. (gürültü koparmaktadır).

“Kederli annenin feryadı kulağıma geliyor.” [Şöyle diyor:] Bizim şu bayram gecelerimizde, hüzne uğrayanların sesini işit.

“Neden kendi şehrimi hüzün eteğiyle örtülmüş görürüm?” Yoksa orada, ölüm dolusu (buzu) gönüllere diz mi çöktürmüş?

Ülkemin kabristanlarından şu ilgi çeken sözü gel dinle. Roket ve bomba dalgaları, kemikleri dışarı fırlatmış.

Bu vadide, aslanlar tarafına yolun düşerse, başları ve ayakları toprak ve kana bulanmış yatıyor görürsün.

“Bizim gözyaşı yetimimizi lâle yapraklarında ara.” Felek, bizim kanımızın nakşından dolayı, Manilerin “erjenk” kitabına benzemektedir. (erjenk: Manilerin yani Mani dinine mensup olanların çeşitli şekiller ihtiva eden kitabı)

Düşmanın çevresini karanlık gece gibi, bedbahtlık sarsın. Mutluluk, safları süsleyen savaşçılara yüzünü dönsün (yüzünü göstersin).

Ey Müslümanlar, dokuz asır sonra, zamanımızda ateş yağıyor. Bir mahşer de kurulsa bize nasıl tesir eder ki?

İslam namusu ve vatan, niçin kanlı fitneler içindedir? Neden hak kılıcı bu kilise ve manastırı kırmaz?

Ey mü’minler, “Allah’ın ipine sarılın” hükmünce birbirine kenetlenmiş bir safta, kelle koltukta duran erlere ne mutlu. 1406-1986

Mektubun fârisî aslı için tıklayınız.


 
 

Geri Dön

.::Bülent Gençer Vakfı .::.